Başta sadece kaos vardı. Sözlük yörüngesinde sallanan başıboş oyuncular, adında $ olan garip irc kanallarında toplanır, Sourberry'e yamanmış Quake 3 serverlarında basit eğlencelerle zaman geçirirdi.
Hazreti disq önderliğinde yürüyüşe geçen oyuncular söz verilmiş topraklarını bulmakta gecikmedi, ve Sourgaming ahalisi hiçbir altın ineğe tapınmaya kalmadan güzelce kaynaştı. Quake 3'ün kutsal tahtının yanına yaklaşmaya çalışan bir takım oyunlar devletimizin üzerinde oynanan bir takım oyunlar gibi çok geçmeden suya düştü. Starcraft ve TetriNet gibi alternatifler bu seçilmiş kavme zaman zaman eğlenceli dakikalar yaşatsa da, hiçbiri Quake 3 kadar sevilmedi.
Sonra bir gün, Team Fortress 2 geldi.
Bakire TFC'nin olay yaratan çocuğu Team Fortress 2, Sourgaming'i bir daha geri dönüşü olmayacak bir şekilde sarsmıştı. TF2'nin en az Quake 3 kadar, hatta ondan daha da güzel bir oyun olduğunu iddia edenlerin sayısı gözardı edilemeyecek kadar fazlaydı. Üstelik, daha önce Quake 3 nezdinde denenmiş ama başarılamamış bir deney, Turnuva Deneyi, TF2 söz konusu olduğunda (kör topal da olsa) birden hayat bulmuştu. On iki havari ve bir Source TV kontenjanlı Sourgaming TF2 serverının da kurulmasıyla, Team Fortress 2 bu topraklardan kovulamayacağını dünyaya kanıtladı.
Ama her şey burada bitmedi. Sourgaming'in en genç oyunu Left 4 Dead 2, yavaş yavaş kendini göstermeye başlıyor, diğer oyunlara gözdağı vermeye bile cesaret ediyordu. Öte yandan Sourgaming üyelerinin Steam'e alışması, ve hatta Steam üzerinden pek çok yeni insanla karışılması, hem oyun bazında hem de insan bazında Sourgaming'in yükselişinin hiçbir şekilde durdurulamayacağının bir göstergesiydi adeta. Bakalım bundan sonra ne olacak:
- Left 4 Dead 2 geniş bir kitle tarafından benimsenebilecek mi?
- Steam'den Sourgaming'e katılanlar IRC'ye gelip insanlarla kaynaşabilecek mi?
- Bundan sonra Sourgaming'i hangi oyunlar bekliyor?
- Cold Pillow'un nicki neden Cold Pillow değil?
- Sourgaming Blog kendi ayakları üzerinde durabilecek mi?
- Hep beraber gelebilecek miyiz?
Bütün bu sorular geleceğin karanlık ormanlarında bir centaur gibi koşturuyor, ve cevaplarını bulmaları için sadece, ama sadece, zamana ihtiyaçları var. Ama bu demek değil ki, sevgili oyuncu, karamsarlığa kapılacaksın. Umut en yüksek dağın en derin çukurunda olmak gibi ironik bir terbiyesizlik yapsa bile, o dağa çıkıp, o kuyuya inip, o umudu tozlu dağ hayvanı kakalarının altından çıkarmak ve güneşte pırıldamasını sağlamak bizim işimiz.
Ve işimizde iyiyiz.